RESMİ NİKAH OLMADAN BİRLİKTE YAŞAMA SONA ERDİĞİNDE KADININ MANEVİ TAZMİNAT HAKKI

Av.Dr.Serdar TAHTAKIRAN (09.06.2020) tarihinde yazdı

 

"Somut olayda, tarafların akraba oldukları, 2010 yılı Eylül ayında ailelerin bilgisi dâhilinde toplumsal gelenekler yerine getirilerek davacının ailesinin bulunduğu ...’ye bağlı köyde dinî tören ve düğün yaparak evlendikleri, ...’nde davalının ailesi ile birlikte yaşamaya başladıkları, bu durumun 3 yıl sürdüğü, bu süre içerisinde resmi nikahın yapılmadığı ve bunun sonucunda davacının ...’ye ailesinin yanına geri döndüğü anlaşılmaktadır. Davacı köyde yapılan düğün tarihinde 19 yaşındadır. Tarafların evlenip davalının ailesinin evinde birlikte karı koca hayatı yaşamaya başladıkları hususu, içerisinde bulundukları toplum tarafından bilinmektedir. Davacının resmî nikâh olmadan geleneksel törenle evlenme eylemine rızası olsa bile, nikah kıyma vaadine dayalı olarak bu rızanın temin edildiği açıktır.

Resmi nikâh yapılacağı inancı ile tarafların ailelerinin ve yakınlarının katılımı ile gerçekleştirilen düğün töreninden sonra davacının, davalı ile 3 yıl karı koca hayatı yaşaması, resmî nikâh yapılmaması fırsat bilinerek hiçbir yasal hakkı olmaksızın ailesinin evine gönderilmesi veya terke zorlanması, toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre gözetildiğinde, toplumda boşanmış kadın damgasını taşımasına yol açacağından, ortaya çıkan bu olgu davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur. Böyle bir durumun varlığı, davacının yeni bir evlilik yapmasını zorlaştıracağı gibi ileride yapacağı evliliklerde de aleyhine kullanılabileceği kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı zamanda akraba olan taraflardan davalının, davacının içine düşeceği bu durumu da gözeterek daha hassas davranması beklenmelidir.

Tüm bu olgular birlikte ele alındığında davacının, davalı tarafından resmî nikâh yapma vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında, fiziksel ve ruhsal olarak zarara uğratıldığı, bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabul edilmesi ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski hâline dönüşmesi, duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar verenin de bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkonulması amacıyla uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekir."  

Y 4HD, T.04/02/2020, E.2019/1464, K.2019/359  (uyar.com)

 

Sitemizdeki tüm yazı ve makalelerin telif hakları tarafımıza ait olup, kaynak ve site adresimiz belirtilerek kullanılabilir.

Bu yazıyı paylaş