ÜCRETİN ÖDENMEMESİ DURUMUNDA İŞÇİNİN HAKLARI

Av.Dr.Serdar TAHTAKIRAN (29.11.2013) tarihinde yazdı

 

                Ücret, çalışanın bir iş karşılığında işveren veya üçüncü bir kişinin ödediği paradır. İşverenin ücret ödeme borcu, işçinin iş görme borcu karşısında yer alan başlıca borcudur. Ücret; çalışanın çalışmasının birincil gayesidir.

                Ücret, prim, ikramiye ve benzeri ödemeler, Türk parası ile ve işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para ile kararlaştırılmışsa, ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenir. Ücretin bankaya yatırılması halinde, ayrıca işçiye bir hesap pusulası verilmesi gerekir. Ücreti öderken ücret bordrosunu işçiye imzalatmış olması, işverenin işçiye hesap pusulası verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Hesap pusulasında ücretin hesabının gösterilmesi, imzalı olması ve işyerinin özel işaretini taşıması gerekir.

Ülkemizin gerçeklerinden olan, işverenin gerçek ücreti bordroya yansıtmaması durumunda, işçi bu düşük ücret üzerinden gösterilen bordroları imzalamış olsa bile, bir yargılama sürecinde ücretin bordroda düşük gösterilen miktar olduğunu kabul edilmez. Açılan bir davada, ücretin düşük gösterildiği bordrolara itibar edilmez. İşçinin yaptığı işin niteliği, hizmet süresi, iş tecrübesi ile işyerinin özellikleri dikkate alınarak, emsal işyerlerinde çalışan işçilere ödenen ücretler araştırılarak ücretin belirlenmesi yoluna gidilmektedir. Yargıtay, asgari ücret üzerinden düzenlenmiş olan bordroları nitelikli işçiler bakımından bağlayıcı kabul etmemektedir, nitelikli işçilerin ücretlerinin ne kadar olabileceğinin çalışma süresi ve görevi dikkate alınarak ilgili meslek odalalarından veya kuruluşlardan sorulması gerektiği görüşündedir.

                Ücret en geç ayda bir ödenir. Bu ödeme süresi sözleşme ile bir haftaya kadar indirilebilir. İş Kanunda avansa ilişkin bir düzenleme yoktur. Ancak Borçlar Kanununa göre işveren, işçinin yaptığı hizmetle orantılı olarak avans vermekle yükümlüdür. Uygulamada ayın onbeşinde ücretin yarısı kadar avans verilmekle birlikte, ayın sonunda ücretin kalan kısmı ödenmektedir.

İşveren işçinin ücretini, Kanuna ve iş sözleşmesine (ve toplu iş sözleşmesine) uygun olarak ödemezse, işçi iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak derhal feshedebilir. Bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır.

Ücret alacağının istenebilmesinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Temel ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, Ulusal Bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye ve prim gibi ücret ekleri ile yılık izin ücreti alacağı için zamanaşımı bu hakların her birinin doğduğu aydan itibaren 5 yıldır.

İçinin ücreti, tek geçim kaynağı olduğundan bazı Kanun hükümleri ile güvence altına alınmıştır. Ücreti güvence altına alan hükümlerin bazıları şöyledir: Ücretin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz (nafaka alacaklılarının hakları saklıdır). İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde, işçi ücret garanti fonundan yararlanabilir. İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde, işçiler iş ilişkisinden kaynaklanan 3 aylık ödenmeyen ücret alacaklarını İşsizlik Sigortası Fonu kapsamındaki ücret garanti fonundan alabilir. Ücret garanti fonundan yararlanabilmek için, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son 1 yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması gerekir ve işçiye temel ücret üzerinden ödeme yapılır. Bu ödemeler prime esas kazanç üst sınırını aşamaz.

İşveren, çalışma sürelerinin yasal olarak indirilmesi veya başka bir yasal yükümlülük nedeniyle ya da başka bir nedenle işçinin ücretini düşüremez. Örneğin haftada 45 saat çalışılan bir işyerinde, işverenin işçinin razısını almadan çalışma süresini düşürmesi sonucunda işçinin ücretinde herhangi bir indirim yapılamaz. Yargıtaya göre; bu düzenleme işverenin tek taraflı olarak ücrette indirim yapamaması ile ilgilidir, taraflar anlaşarak her zaman ücrette indirim yapabilir.

Gününde ödenmeyen ücretlere, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. İş Kanununa göre, ücretin ödeme gününden itibaren 20 gün içinde (zorlayıcı bir neden dışında) ödenmemesi halinde, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. İşçilerin bu nedenle çalışmadıkları için iş sözleşmeleri feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, işleri başkalarına yaptırılamaz. Yargıtay; ikramiye ücret eki niteliğinde olduğundan ve geniş anlamda ücrete dahil olduğundan, ikramiye alacağının 20 gün içinde ödenmemesi nedeniyle de işçinin iş görmekten kaçınabileceğini kabul etmiştir. Ücreti zamanında ödenmeyen işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkının yanında, ücreti ödenmediği için iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi de her zaman mümkündür.

 

 

Sitemizdeki tüm yazı ve makalelerin telif hakları tarafımıza ait olup, kaynak ve site adresimiz belirtilerek kullanılabilir.

Bu yazıyı paylaş