İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN TASARI TASLAĞI

Av.Dr.Serdar TAHTAKIRAN (18.04.2012) tarihinde yazdı

 

2003 yılında İş Kanunu yürürlüğe girdiğinden beri, İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yapılan düzenlemeleri ve bunlara ilişkin olarak Danıştay tarafından verilen kararları takip etmek konunun uzmanları için bile son derece zor oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Danıştay tarafından şekillendirilen süreç, İş Sağlığı ve Güvenliği alanında uzun bir patinaj süreci yarattı. Sonuç olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir temel Kanun Taslağı hazırlanması yolu tercih edildi. İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki ilk Kanun Taslağı 2006 yılında yapıldı, ancak sosyal taraflar Taslak üzerinde anlaşamadı. 2006 yılından bu güne toplam 6 Kanun Taslağı hazırlandı. Son olarak 2011 yılında hazırlanan Kanun Taslağı 25 Ocak 2012 tarihinde Başbakanlığa sunuldu. Bu yazımızda, bu son Kanun Tasarı Taslağını inceleyeceğiz.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Taslağı, içerdiği hükümlerin, kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın bütün işyerlerine ve buralardaki işveren, işveren vekili, çırak ve stajyerler de dahi olmak üzere tüm çalışanlara uygulanacağını düzenlemektedir. Taslak, işverene iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere, çok tehlikeli sınıfta (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta (B) sınıfı ve az tehlikeli sınıfta (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanlarını çalıştırma ve bütün tehlike sınıflarındaki işyerlerinde de işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü getirmektedir. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü için 50 işçi çalıştırma sınırını kaldırmaktadır. Bu düzenleme iş sağlığı ve güvenliği açısından işçi lehine görünse de işveren tarafınca istihdamın üzerindeki yüklerin ağırlaştırıldığı noktasında eleştirilmektedir. Bildiğimiz gibi, ülkemizdeki işyerlerinin çok büyük kısmı 50 kişiden az işçi çalıştıran KOBİ nitelikli işyerleridir. Ayrıca Taslak, iş güvenliği uzmanı görevlendirme konusunda “sanayiden sayılma” şartını da kaldırmaktadır.

Taslağın 7. maddesine göre; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, işyerinde gerekli gördükleri tedbirleri işverene veya işveren vekiline yazılı olarak bildirir. Bu hususlar hayati tehlike arz ediyorsa ve tedbirler yerine getirilmemişse, durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler. Bu düzenleme ile işyeri hekimine ve iş güvenliği uzmanına, son derece önemli ve gerektiğinde işverenle aralarında sürtüşme yaratabilecek bir yükümlülük getirilmiştir.

Taslağın 13. maddesine göre; işverenler, kendi çalışanlarına; iş sağlığı ve güvenliği riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler, yasal hak sorumlulukları ve ilkyardım ve yangınla mücadele ile tahliye işlerine ilişkin gerekli bilgileri vermekle yükümlü tutulmuştur. Aynı maddeye göre işverenler, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerlerine gelen çalışanlara da bu bilgileri vermekle yükümlü tutulmuştur.

Taslağın 14. maddesi; işyerinde çalışanlara, doğrudan veya temsilcileri aracılığıyla, iş sağlığı ve güvenliği konusunda görüş bildirme ve yapılacak görüşmelere katılma hakkı getirmektedir.

Taslağın 22. maddesinde; neredeyse tüm maddelerdeki düzenlemelere uyulmamasına yönelik olarak para cezaları düzenlenmiştir. Kanun Taslağının 22. maddesinde 15 bent halinde aykırılık halleri cezalandırılmıştır. Bu idari para cezaları, 100 TL ile 8.000 TL arasında olan para cezalarıdır. Bazı para cezalarının, cezaya konu aykırılığın devam ettiği süre boyunca, her ay için aynı miktarda tekrarlanarak uygulanacağı düzenlenmiştir.

Geçici 5. maddeye göre; Kanunun yayım tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği sertifikaları ve Türk Tabipleri Birliği tarafından verilmiş olan işyeri hekimliği sertifikalarından geçersiz sayılanlar, Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl içinde, yeni Yönetmeliklerde düzenlenecek belgeler ile değiştirilmek şartıyla görevlerini yapmaya, hak ve yetkilerini kullanmaya devam edebileceklerdir. Bu Kanun Taslağı yürürlüğe girmeden önce eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ise ilgili mevzuata göre sınava girmeye hak kazanacaklar ve bu hak sahipliğinin tespiti konusunda Bakanlık kayıtları esas alınacaktır.

Kanun Taslağı, Avrupa Birliği ve ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) normlarına mevzuatımızın uydurulması amacıyla yapılmıştır. Ancak bu normlara uymayan yönleri de vardır. Bunlardan en önemlisi, Taslağa esas alınan 89/391/EEC sayılı AB Yönergesinde bulunan 5. maddenin 4. fıkrasındaki düzenlemedir. Yönergenin işveren yükümlülüklerini düzenleyen “Genel Hüküm” başlıklı bu maddeye göre; işverenin kontrolü dışındaki olağandışı ve öngörülemeyen durumlar nedeniyle ortaya çıkan olaylar ve işverenin bütün önlemleri almasına karşın ortaya çıkması engellenemeyecek sonuçlar doğuran istisnai durumlar gibi bazı konularda işverenin sorumluluklarının sınırlandırılması ve sorumluluğunun kaldırılması konusunda Üye Ülkelerin kısıtlanmayacağına ilişindir. Yani bu konularda işverenin hukuki sorumluluğu yasal düzenlemelerle sınırlandırılabilir veya kaldırılabilir. Ancak böyle bir düzenleme Kanun Taslağında bulunmamaktadır, aksine Taslağın 5. maddesinde; işverene çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak için risklerin önlenmesi, eğitim, bilgi verilmesi dahil “her türlü tedbirin alınması” yükümlülüğü getirilmiştir. Bununla birlikte Taslakta, çalışanlara da aldıkları eğitim ve işverenin talimatları doğrultusunda, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürmeme yükümlülüğü getirilmiştir. 

 

 

Sitemizdeki tüm yazı ve makalelerin telif hakları tarafımıza ait olup, kaynak ve site adresimiz belirtilerek kullanılabilir.

Bu yazıyı paylaş