İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

Av.Dr.Serdar TAHTAKIRAN (02.08.2013) tarihinde yazdı

 

            İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, yürürlüğe girdiği 30/06/2012 tarihinden bu güne kadar çeşitli tartışmalara zemin oluşturmuştur. Bu Kanun, çağdaş ihtiyaçlar ile taraf olduğumuz uluslararası kuruluş ve metinler nedeniyle yapılması gerekli bir Kanundur. Ancak, içerdiği son derece genel ifadeler ve her noktadaki önemli düzenlemeleri çıkarılacak Yönetmeliklere bırakmış olması nedeniyle eleştirilmektedir. Önemli bir diğer eleştiri de, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma yükümlülüklerinin kapsamının çok geniş olması ve bu nedenle üretim maliyetlerini arttıracağı noktasındadır. Ancak değerli bir hukukçu olan Saim Ocak, yakın zamanda yazdığı bir makalede İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun istihdama etkisini farklı bir bakış açısı ile değerlendirmiş ve istihdama önemli katkılarda bulunacağı tespitini yapmıştır.

            İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, şartların iyileştirilmesi için işverene ve çalışanlara görevler, yetkiler, sorumluluklar, haklar ve yükümlülükler getirmiştir. Bu Kanunun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine (istisnai işler hariç), işverenlere ve işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil tüm çalışanlara uygulanacaktır. Kanun, iş sağlığı ve güvenliği hükümlerinin uygulanmasında işçi, memur, sözleşmeli personel, işveren, işçi gibi ayrımlar yapmaması yönüyle önemli bir adım atmış görünmektedir.

            Kanuna göre; işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirilecektir. Çalışanlar arasında bu niteliklerde personel bulunmaması halinde gerekli hizmetlerin bir kısmı veya tamamı ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alınması yoluyla sağlanabilecektir. İşverenin kendisinin bu niteliklere ve gerekli belgelere sahip olması halinde, bu hizmetlerin yerine getirilmesini kendisi de üstlenebilecektir.

            İş güvenliği uzmanı, Bakanlıkça yetkilendirilmiş, gerekli belgeye sahip mühendis, mimar veya teknik elemandır. Teknik eleman ise;  teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları olarak sayılmıştır. İş güvenliği uzmanları (A), (B) ve (C) sınıfı olarak üç ayrı sınıfa ayrılmıştır. İş güvenliği uzmanlarının çalışma süreleri, Bakanlığın izin verdiği çalışma saatleri ve Ülkemizdeki işyerlerinin büyük çoğunluğunun az tehlikeli ve 10 kişiden fazla çalışanı bulduğu  hususları dikkate alınarak yapılan hesaplarda 4/I-a (hizmet sözleşmesi ile çalışanlar) kapsamında çalışanlar için 84.700 iş güvenliği uzmanı, 4/I-c (kamu idarelerinde çalışlar) kapsamında çalışanlar için 19.600 iş güvenliği uzmanı istihdam edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

            Aynı hesaplamayı işyeri hekimleri için yaptığımızda, Yönetmelik Taslağındaki süreler (yürürlükte olan Yönetmelikteki sürelerin yaklaşık üçte biri kadardır) dikkate alındığında; 4/I-a kapsamında çalışan kişiler için 33.880 işyeri hekimi, 4/I-c kapsamında çalışanlar için 7.800 işyeri hekimi istihdam edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

            Kanunda, işverenlerin diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü bulunduğu düzenlenmiştir. Ancak tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Yönetmelik Taslağında; işyeri hemşiresinin çalışma süreleri işyeri hekimlerinin çalışma sürelerinden çok, iş güvenliği uzmanlarının çalışma sürelerden az düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayısının toplamının yarısına yakın bir sayıda işyeri hemşiresi istihdam edilmesi gerekecektir.

            Kanunun işverene, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risklerin belirlenmesine yönelik kontrol, ölçüm ve inceleme yapma yükümlülüğü getirmiştir. Bu analizler Bakanlığın yetkilendireceği laboratuarlar tarafından yapılacaktır. İş Hijyeni ölçümüne yönelik Laboratuarlarla ilgili Yönetmelik Taslağına bakıldığında; bu kuruluşlarda deney personeli, kalite yöneticisi, laboratuar yöneticisi ve ihtiyaca göre başka çalışanların istihdam edileceği görülmektedir.

            İstihdam edilecek bu iş sağlığı ve güvenliği çalışanları ile birlikte Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinde çalışan diğer kişiler ve Eğitim Kurumlarında çalışanlar da dikkate alındığında, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun Ülkemizde çok önemli bir istihdam yaratacağı ortaya çıkmaktadır.

 

 

Sitemizdeki tüm yazı ve makalelerin telif hakları tarafımıza ait olup, kaynak ve site adresimiz belirtilerek kullanılabilir.

Bu yazıyı paylaş